2022 yılı Aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre;
İhracat, %3,1 oranında artarak 22 milyar 915 milyon dolar,
İthalat, %14,6 oranında artarak 33 milyar 295 milyon dolar,
Dış ticaret hacmi, %9,6 oranında artarak 56 milyar 210 milyon dolar,
2022 yılı Ocak-Aralık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre;
İhracat, %12,9 oranında artarak 254 milyar 210 milyon dolar,
İthalat, %34,3 oranında artarak 364 milyar 395 milyon dolar,
Dış ticaret hacmi, %24,6 oranında artarak 618 milyar 605 milyon dolar gerçekleşti.
Haziran ayında ihracat yüzde 46.9’luk artışla 19.7 milyar dolar, ithalat ise yüzde 38.7’lik yükselişle 22.6 milyar dolara ulaştı. 6 aylık ihracat ise yüzde 39.8’lik artışla 104.9 milyar dolara çıktı
TÜİK haziran ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre haziran ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 46.9 artarak 19 milyar 775 milyon dolar, ithalat yüzde 38.7 artarak 22 milyar 628 milyon dolara çıktı.
Geçen yılın haziran ayında 2 milyar 358 milyon dolar olan dış ticaret açığı 2 milyar 353 milyon dolara geriledi.
İhracat 2021 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29.8’lik artışla 104 milyar 945 milyon dolara, ithalat ise yüzde 27.4’lük yükselişle 126 milyar 111 milyon dolar oldu.
6 aylık dış ticaret açığı yüzde 11.4’lük düşüşle 21 milyar 166 milyon dolara geriledi.
Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret fazlası haziran ayında 270 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Haziranda ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94.8, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1.6 oldu.
Ticaret Bakanlığı tarafından üçer aylık dönemler halinde uygulanarak Resmi İstatistik Programı (RİP) kapsamında yayımlanan Dış Ticaret Beklenti Anketi (DTBA), dış ticaretimize yön veren firmaların yakın geçmişe ve mevcut duruma ilişkin değerlendirmeleri ile gelecek döneme yönelik beklentilerini yansıtmakta olup, bu hususta gösterge niteliğinde olan endeksler üretilmesini sağlamaktadır.Endeksin 100’den büyük olması beklentilerin artış yönünde olduğunu, 100’den küçük olması beklentilerin azalış yönünde olduğunu, 100 olması ise değişim beklenmediğini göstermektedir. 2021 yılı 3. çeyrek İhracat Beklenti Endeksi 127,6 olarak gerçekleşmiştir. 1 – 17 Haziran 2021 tarihleri arasında uygulanan Dış Ticaret Beklenti Anketi sonuçlarına göre, İhracat Beklenti Endeksine dâhil edilen soruların yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek 3 aya ilişkin ihracat beklentisi, ihracat sipariş beklentisi ve şu anda kayıtlı ihracat sipariş düzeyine ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilerken; son 3 aydaki ihracat sipariş düzeyine yönelik değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilemiştir. 2021 yılı 3. çeyrek İthalat Beklenti Endeksi 114,5 olarak gerçekleşmiştir. İthalat Beklenti Endeksine dâhil edilen sorulardan ithalat beklentisi (gelecek 3 ay), şu anda kayıtlı ithalat sipariş düzeyi ve son 3 aya ilişkin ithalat sipariş düzeyi sorularına yönelik değerlendirmeler endeksi artış yönünde etkilerken, ithalat birim fiyatı beklentisine (gelecek 3 ay) yönelik değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkilemiştir.
Bakan Muş, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi’nin temmuz ayı toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’de ticaret, finans, turizm ve yatırımın kalbinin İstanbul’da attığını ve 2020 yılında İstanbul’un yüzde 49 pay ile 83 milyar dolar değerinde ihracat, yüzde 58 pay ile 127 milyar dolar değerinde ithalat yaptığını dile getirdi.
2020 yılında küresel ekonomide yüzde 3,3’lük tarihsel bir daralma yaşanırken, dünya mal ticaretinde ise yüzde 5,3’lük küçülme görüldüğünü aktaran Muş, salgının etkilerinin ağır yaşandığı bu zor yılın ardından, dünyada uygulanan genişletici para ve maliye politikalarının da etkisiyle 2020 yılının ikinci yarısından itibaren güçlü bir toparlanma görülmeye başlandığını söyledi.
Aşılamanın hızlanması ve 2021 yılına ilişkin öncü göstergelerle küresel ekonomide toparlanmanın devam ettiğini belirten Muş, “Küresel ekonomiye güçlü bir şekilde entegre olan ülkemizde, ihraç pazarlarımızdaki toparlanmanın katkısıyla büyümesini ivmelendirmeye devam etmektedir. Ülkemiz 2020 yılında pandemiye rağmen yüzde 1,8 oranında bir büyüme gerçekleştirmiştir.
2021 yılı ilk çeyreğinde ise net ihracat ve yatırımların katkısı ile yüzde 7 oranında büyüyerek, G-20 içinde Çin’den sonra en hızlı büyüme performansını sergiledik. İşte bu uyum sayesinde ülkemiz, salgının sosyal ve ekonomik hayat üzerindeki etkilerini hızla üzerinden atmaktadır. İlk çeyrekte ortaya koyduğumuz güçlü büyüme performansının ardından, ikinci çeyrekte de yüzde 20’ye yakın bir büyümeye ulaşacağımızı öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
İhracatta da ilk altı ayda, geçen yıla göre yüzde 40’lık bir artış gerçekleştiğini anımsatan Muş, “İhracatımız, son 12 aylık dönemde yaklaşık 200 milyar dolar seviyesine ulaşarak, Cumhuriyet tarihinin en yüksek tutarına ulaşmıştır. Öte yandan ihracatımız pandemi öncesi dönemi de büyük bir farkla geride bırakmıştır. Ayrıca yatırımlar, sanayide çarkların daha hızlı dönmeye başladığına ve iş dünyamızın artık salgın sonrası döneme hazırlandığına işaret etmektedir.” dedi.
– “E-ihracatla ilgili bizim de ciddi hazırlıklarımız söz konusu”
Salgının, iş dünyası başta olmak üzere birçok alanda köklü değişimleri beraberinde getirdiğini dile getiren Muş, özellikle dijitalleşmenin ivme kazanması, küresel tedarik zincirlerinde ortaya çıkan kırılganlık, tüketici tercihlerinde toplum sağlığı ve iklim değişikliği gibi hassasiyetlerin artması gibi birçok dönüşümün devam etmesinin kaçınılmaz olduğuna dikkati çekti.
Bakan Muş, “Burada e-ihracatla ilgili bizim de ciddi hazırlıklarımız söz konusu. Burada bazı problemler var. Özellikle geri iade noktasında geri kabul merkezlerinin ve bunların gümrüklenmesiyle alakalı sorunlar yaşanıyor. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren buraya odaklanacağımızı ifade etmek isterim. Türkiye hak ettiği payı buradan alamamaktadır. Burada ciddi bir altyapı ve yatırıma girişmiş olacağız.” şeklinde konuştu.
Diğer yandan, 2021’de küresel toparlanmaya ilişkin olarak yeni mutasyonlu koronavirüsün yayılımı, aşı tedarikindeki sorunlar, artan kamu harcamaları ve borçlanmalarının yansımaları ile lojistik ve girdi maliyetlerinde belirgin artışlar olduğunu bildiren Muş, “Burada bizlere ve sizlere düşen ödev, bu riskler ve uzun vadeli değişimi iyi okumak ve stratejilerimizi ona göre belirlemektir. Örneğin, salgın süreciyle birlikte, Avrupa da dahil olmak üzere, gelişmiş ekonomiler alternatif tedarik merkezlerinin arayışı içine girmişlerdir. Küresel firmalar değişen risk algısı karşısında tedarik zincirinde belirli bir merkeze odaklanmak yerine, üretim yerlerini yakın bölgelere kaydırıp tedarik sürelerini kısaltmayı ve tedarik ağlarını çeşitlendirmeyi amaçlamaktadır.” dedi.
Çin-Avrupa rotasında konteyner fiyatlarının dört katına çıkmasının, bölgedeki birçok tedarikçiyi Türkiye’ye yönlendirdiğini dile getiren Muş, benzer şekilde, salgın sonrası dönemde çok hızlı bir talep toparlanmasıyla karşı karşıya kalınacağına inandığını ve Türkiye’deki üretici ve ihracatçıların bu fırsatları iyi değerlendirmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
– “AB üyeliği, Türkiye için stratejik bir hedef olmayı sürdürüyor”
Bakan Muş, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere önem verdiğini ve bu minvalde AB üyeliğinin, Türkiye için stratejik bir hedef olmayı sürdürdüğünü dile getirdi.
“Hükümet olarak, AB ülkeleriyle temaslarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Ticaret Bakanı olarak görevi devraldığımdan bu yana birçok Avrupa ülkesinde mevkidaşlarımla bir araya gelerek ekonomik ve ticari ilişkileri ele aldık.” diyen Muş, şöyle devam etti:
“Zira, Avrupa Birliği’nin en büyük altıncı ticaret ortağı durumundayız. 2021 yılında AB’ye ihracatımızdaki artış sevindirici olmakla birlikte, ticari ilişkilerimizi daha öteye taşımak için hepimize büyük görevler düşüyor. Öte yandan temaslarımızda, AB’nin önümüzdeki yıllarda izleyeceği politikaların merkezinde yer alacak olan ‘Yeşil Mutabakat’ önemli yer tutmaktadır. Şüphesiz, ticaretinin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren bir ülke olarak Türkiye’nin sanayisini AB Yeşil Mutabakatı’na yönelik politikalarla bütünleştirmesi, kaçınılmaz bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır. Bu minvalde iş dünyamızı Yeşil Mutabakata hazırlamak ve bu dönüşümün ticari ve ekonomik yönden ortaya çıkaracağı yeni fırsatları değerlendirmek üzere, özel sektörümüzle yakın temas halinde çalışıyoruz. Bu bağlamda bir hazırlığımızın olduğunu ve yakın zamanda bir Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nin de hazırlıklarını sürdürdüğümüzü ifade etmek isterim.”
– “Her alanda gerekli adımlar hızla ve kararlılıkla atılıyor”
Hükümetin ekonominin normal işleyişine dönmesi için her alanda gerekli adımları hızla ve kararlılıkla attığını vurgulayan Muş, şunları söyledi:
“Ortaya koyduğumuz çaba ve kararlılık ile 50 milyon dozdan fazla aşı yapılmıştır ve bugün aşı tedariki konusunda Türkiye’de herhangi bir sorun yaşanmamaktadır Bu sayede, sosyal ve ekonomik hayatımız yeniden bir canlanma ve dinamizme kavuşmaktadır. İnanıyorum ki aşılamada yakaladığımız ivmenin de katkısıyla, başta turizm ve lojistik sektörlerinde olmak üzere, yakın vadede hizmet sektörümüzde de hızlı bir toparlanmaya şahit olacağız. Bildiğiniz gibi, pandeminin ülkemizde ortaya çıktığı ilk andan itibaren iş insanlarımızın ve ticaret erbabımızın yanında olduk. Bugüne kadar esnaf ve sanatkarlarımıza farklı destek paketleri altında önemli tutarlarda hibe ve indirimli krediler sağladık. Salgın döneminde bütçeden ve çeşitli fonlardan sunulan doğrudan desteklerin tutarı 150 milyarı lirayı aşmıştır. Kullandırılan ve ötelenen krediler ile vergi ve sosyal güvenlik primleri de dahil edildiğinde, 524 milyar dolarlık bir kaynağın kullanıldığını görmekteyiz.”
– “İhracatımızın menzili 2 bin kilometre”
Türk ihracatçısının uzun menzilli ihracatı sevmediğine dikkati çeken Muş, “İhracatımızın menzili 2 bin km . Vietnam’ın 8 bin km. Dolayısıyla biz uzak pazarlara iş dünyası olarak ihracatçı olarak çok gitmiyoruz. Bu anlamda yeni dönemde de stratejimizi belirleyeceğiz ve biz bu 2 bin kilometrenin dışına çıkmak durumundayız ki ihracatımızı arzu ettiğimiz seviyenin üzerine çıkarabilelim.” dedi.
Türkiye’nin dünya hizmet ticaretinde önemli bir oyuncu olduğunu belirten Muş, dün itibarıyla kurulan, Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü’nün hizmet ihracatını artırma yolunda çok ciddi katkılar sağlayacağını ve bu alandaki hedeflerin gerçekleştirilmesini kolaylaştıracağını dile getirdi.
– “Türkiye dış ticarette küresel ekonominin en önemli aktörlerinden biri”
Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, sanayi altyapısı ve beşeri sermayesi sayesinde dış ticarette küresel ekonominin en önemli aktörlerinden biri olduğunu belirten Muş, sözlerini şöyle tamamladı
“Küresel ekonomide yaşanan tüm zorluklara rağmen, ekonomik verilerimiz, Türkiye ekonomisinin pandemi sürecinden güçlü bir çıkış sağlayacağına inancımızı artırmış, ülkemizin normalleşme sürecinde ekonomik olarak diğer ülkelerden ayrıştığını göstermiştir. Biz de Bakanlık olarak ortaya çıkan küresel eğilimleri doğru okuyarak sürdürülebilir büyüme, verimlilik ve rekabet için, Ar-Ge için, inovasyon için, yeşil dönüşüm ve dijitalleşmeye yönelik özgün politikalar geliştirmeyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Tüm sanayicilerimizi Kovid-19 sonrası dünya için hazırlıklarını bir an önce tamamlamaya çağırıyor, Bakanlığımız ve tüm ekonomi yönetimi olarak; bu çabalarınızda yanınızda ve tam destek olmaya devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu (BTK) hattının önemli merkezlerinden olan Kars Lojistik Merkezi, önümüzdeki hafta içinde gümrükleme işlemlerine başlayacak.
AK Parti Kars Milletvekili, 65’inci Hükümet Dönemi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, birinci etabı tamamlanan Kars Lojistik Merkezi’nde gümrükleme işleminin bir hafta içinde başlayacağını söyledi. 19 hat üzerinde, 400 bin metrekare alan üzerine kurulu ve 412 bin ton taşıma kapasitesine sahip Kars Lojistik Merkezi’nin birinci etap ve demir yolu bağlantısı, tamamlanıp faaliyete geçti. Yapımına 2017 yılında başlanan ve merkez geçici kabulünün ardından, 21 Mayıs 2021 tarihinden itibaren taşıma ve trafik işlemlerine açılan Kars Lojistik Merkezi’nde gümrükleme işlemlerine de hafta içinde başlıyor.
Kars Lojistik Merkezi’nin 21 Mayıs itibarıyla fiilen hizmete başladığını söyleyen Milletvekili Ahmet Arslan, gümrükleme işlemlerinin de bu hafta içerisinde burada yapılacağını söyledi. Kars Tren Gar’ında gümrükleme işlemi yapılmayacağını hatırlatan Arslan, “Dolayısıyla ister Orta Asya ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye gelen trenler, ister batıdan Türkiye üzerinden gelip Orta Asya’ya gidecek trenler olsun bütün bu trenlerin gümrükleme işlemleri Kars Lojistik Merkezi’nde yapılacak. Bu çok önemli bir şey. Yani Kars merkezinde Kars Tren Gar’ının da yükünü artırmadan, sıkıntıya sokmadan Kars Lojistik Merkezi’nde bu işlemin yapılacak olması çok önemli ve çok değerli. Bunun için hem Ticaret Bakanlığımıza hem de Kars Lojistik Merkezi’nde hizmet verecek olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
BTK, 2021 YILININ İLK 5 AYINDA 230 TREN VE 260 BİN TON YÜKE HİZMET ETTİ
Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu başlarken, Azerbaycan ve Gürcistan’la projeyi yürütürken özellikle Kazakistan’ın, Çin’in de bu projenin paydaşı olacağını düşündüklerini ve onlarla birlikte yol aldıklarını hatırlatan Arslan, “Bugün memnuniyetle ifade etmek isterim ki; açıldığı 3 Kasım 2017’den bugüne kadar yaklaşık 900 trene ve yaklaşık 1 milyon ton yüke hizmet etmiş. Aslında önemli bir tarihteyiz, açıldığı günden bugüne 1 milyon ton yüke hizmet etmesi çok değerli, çok kıymetli. Farklı bir memnuniyetimiz ise yük miktarı her sene ikiye katlıyor, bu sene de daha ilk 5 ayda, Haziran ayı başı itibarıyla yaklaşık 230 tren ve 260 bin ton yüke hizmet etmiş durumda. Yani yılın üçte birinde bu rakamı yakalamışsak inşallah yılın tamamında bir rekorla bu devam edecek” dedi.
‘PANDEMİ DÖNEMİNDE DEMİR YOLU PROJESİ HERKESİN İMDADINA YETİŞTİ’
Pandemi döneminde de uluslararası geçişler ve taşımacıların kısıtlandığı bir ortamda Bakü-Tiflis-Kars demir yolunun herkesin imdadına yetiştiğini vurgulayan Arslan, “Çünkü ham maddenin ve mamul maddenin kesintisiz sürmesi gerekiyordu. Hele ki ülkemizin ihracatının rekor kırdığı bir dönemde gerçekten Bakü-Tiflis-Kars çok önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor. Gelelim Kars ve Lojistik Merkezi’ne; tabi Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi bundan sonra her sene katlayarak yük taşımaya başlayacak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız hazırlıkları yapıyor. İnşallah uluslararası yolcu taşımacılığına da başlayacak. O yüzden Kars böyle bir merkez olunca da haklı olarak Lojistik Merkezi artık çok daha önemli bir fonksiyonu yerine getirecek. Lojistik merkezimizin altyapısını zaman zaman sizlerle takip etmiştik. Bitti, artık hizmet veriyor ve bu bizim için ve uluslararası taşımalar anlamında da çok önemli ve çok değerli” diye konuştu.
İSTİHDAM KONUSU 2’NCİ ETAPLA BİRLİKTE HAYATA GEÇİRİLECEK
Karslıların lojistik merkezinin oluşturacağı istihdamı da çok yakından takip ettiğini sözlerine ekleyen AK Parti Milletvekili Arslan şunları söyledi:
“Şunu ifade edeyim; altyapıyla birlikte trenler gümrükleme işlemleri de dahil, Kars Lojistik Merkezi’nden hizmet alıyor ama Kars Lojistik Merkezi’nin bir de şu an Bakanlığımızla beraber takip ettiğimiz 2’nci etabı var. İkinci etap çalışmaları yürüyor. Çalışmalarıyla birlikte lojistik merkezinin içinde insan gücüne dayalı çalışmalar başlayacak, asıl istihdam o zaman oluşacak. Dolayısıyla istihdamı biz ikinci etapla birlikte bekliyoruz ve hemşerilerimiz de inşallah ikinci etapla birlikte, artık yüzlerle değil, belki binlerle ifade edilen bir istihdam imkanına kavuşmuş olacaklar. O yüzden hemşerilerimiz biraz daha sabırlı olsunlar, trenlerin lojistik merkezine girdiğini görünce, ‘bunlar 500-1000 kişi istihdamından bahsetmişti artık 500 kişi, 1000 kişi işe başlayacak’ zannetti. Biraz sabretsinler, ikinci etapla, üst yapılarla birlikte fiilen lojistik merkezinde yük hareketi, üretim olduğu zaman inşallah istihdam da çok ciddi bir şekilde artacak ve gelecekte çok daha büyük rakamları konuşuyor olacağız. Tekrar hayırlı, uğurlu olsun. Gümrükleme işlemlerinin de 1 hafta içinde Kars Lojistik Merkezi’nde yapılacak olması çok değerli. O yüzden emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.”
LOJİPORT
gumrukmusaviri.net
MSK GLOBAL DIŞ TİCARET Yerli Üretim ürünleri yurt dışına ihracat yapmaya devam ediyor. Hali Hazırda Başta Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika, İsveç, Romanya, Azerbaycan, Amerika ve daha birçok ülkeye ihracat yapmaktayız.
Ürün kataloğumuzu inceleyebilir bizden istediğiniz ürünleri talep edebilirsiniz.
Kataloğumuz ipucu amaçlı olup istediğiniz bölümdeki diğer ürünlerimizin görsellerini bizden talep edebilirsiniz.
MSK GLOBAL DIŞ TİCARET 2019 KATALOĞU İÇİN İNDİRME BAĞLANTISINA TIKLAYINIZ.
İstanbul Sanayi Odası’nın hazırladığı ‘Türkiye‘nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2018 Araştırması’nda Türkiye PetrolRafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) ilk sırada yer alırken; Ford ikinci, Toyota üçüncü oldu. Listede ilk 3 sıra değişmezken, geçen yıl beşinci basamakta yer alan Oyak-Renault, 2018’de dördüncülüğe yükseldi. Tofaş ise dördüncü sıradan beşinciliğe geriledi. İSO 500‘ün üretimden satışları son 14 yılınen yüksek büyümesi oldu ve yüzde 34.5 artışla 878 milyar liraya çıktı. Araştırmaya göre İSO 500’ün ihracatı 2018’de yüzde 11.3 artışla 71.8 milyar dolar oldu. Böylece İSO 500’ün ihracat artış oranı, yüzde 7 olan Türkiye ve sanayi ihracatı artış oranının üzerinde arttı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2017’de 652.7 milyar lira olan üretimden net satışlarını, 2018’de yüzde 34.5 gibi bir büyüme ile 878milyar liraya çıkarmıştır” dedi..
Ticaret Bakanlığı ve Boeing’in düzenlediği Havacılıkta Tedarik Zinciri Geliştirme ve İhracat Konferansı Mövenpick Hotel Ankara’da gerçekleştirildi.
Bakan Pekcan, konferansa katılan Türk firmalarının yetkililerine hitaben yaptığı konuşmada, yüksek teknolojili ürün ihracatında firmaların küresel tedarik zincirlerine daha fazla katılım göstererek Türkiye’nin ihracatına daha fazla katkı sunabileceklerine inandıklarını söyledi. Pekcan, Bakanlık olarak firmalara nasıl destek olabileceklerini incelediklerini ve bu doğrultuda destekler vermeye devam ettiklerini dile getirdi.
Konferansın gelecek dönemde küresel tedarik zincirlerine katılımda firmaların önünü açacak etkinliklerin ilki olduğunu belirten Pekcan, bundan sonra söz konusu etkinliklere farklı sektörlerle devam edeceklerini bildirdi.
“Artık zemin tamam, biz hazırız, Bakanlık arkanızda şimdi havacılık sektörü ile beraber uçma zamanı.” diyen Pekcan, dünyadaki teknolojik dönüşüm ve gelişimi yakinen takip ettiklerini ve sağlıklı politikalar geliştirdiklerini kaydetti.
İhracatçıları geleceğe hazırlamak Türkiye’nin mal ihracatındaki konumunu yükseltmek amacıyla proje bazlı destek mekanizması olan Küresel Ticaret Zinciri desteğini (KTZ) oluşturduklarını hatırlatan Pekcan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, havacılık sektöründe azımsanmayacak bir yol katetmiş durumdadır. Bunu daha da geliştirmemiz lazım. Şu anda artık emekleme sürecini geçtik, koşuyoruz. Şimdi havacılıkta küresel oyuncuların ve Bakanlığın destekleriyle artık uçuşa geçmemiz lazım. Yüksek teknolojili ürün ihracatımızı havacılık sektörü başta olmak üzere artırmamız lazım.”
Havacılık sektöründe şu anda sadece 3 firmanın KTZ desteğinden faydalandığını dile getiren Pekcan, daha fazla firmayı desteklerden yararlandırmak istediklerini belirtti.
Firmaların, başta AS 9100 olmak üzere, havacılık alanında ihracatçı olmalarını sağlayacak her türlü sertifikanın teminindeki danışmanlık hizmetlerinin yüzde 75’ine sponsor olduklarını ifade eden Pekcan, şunları kaydetti:
“Sertifikanızı almanız halinde katlandığınız maliyetin de yüzde 50’sini pazara giriş belgelerine yönelik desteğimiz kapsamında hibe ediyoruz. Amacımız sadece sizleri küresel tedarik zincirlerinde yüksek teknolojili ürün ihracatınızı artırabilmek. Küresel tedarik zincirlerine kabul edildiğinizde üretim ve tedarik sürecindeki ihtiyaçlarınıza göre desteklerimizi yapılandırabiliriz.”
Öncelikle konteynır’ı tanıtalım. Konteynır bir tür yük taşıma aracıdır. Fakat diğer hizmetlerden farklı en önemli yönü taşıma sırasında doldur, boşalt sıkıntısı olmadan taşıyabilmesidir.
Birçok taşıma alanı vardır. Havayolu, demiryolu, karayolu, denizyolu
Fakat ulaşım hizmetleri arasında en çok kullanılan hizmet denizyoludur. Dünya üzerinde yüzde 80’e yakın kullanılırken, ülkemizde ihracatta kullanılan bütün ulaşım hizmetleri arasında yüzde 90’lık bir paya sahiptir. Denizyolu taşımacılığı, günümüze çok eskiden gelen bir taşıma alanıdır. Gelişen teknoloji ve taşımacılığa duyulan ihtiyaçla doğru orantılı bir şekilde taşımacılık ve taşımacılıkta kullanılan materyaller de gelişmiştir. Bu gelişimlerden nasibini alan en önemli taşımacık ise denizyolu taşımacılığıdır. Denizyolu taşımacılığında eskiden limandan limana taşıma yöntemi kullanılırken günümüzde kapıdan kapıya taşıma yöntemi kullanılmaktadır.
Konteynır Taşımacılığının Diğer Ulaşım Hizmetlerine göre Avantajları
Bütün ulaşım sistemlerinin kendine göre eksisi artısı vardır. Fakat denizyolu taşımacılığında konteynır yöntemiyle taşımacılık diğer ulaşım hizmetlerine göre daha avantajlıdır. İlk olarak konteynır taşımacılığında yüklerin konteynır aracılığıyla taşınmasından dolayı daha emniyetli olması diğerler taşımacılıklardan daha güvenilir kılar. Dünyanın yarısından çoğunun su olması da denizyolu konteynır taşımacılığına duyulan ihtiyacı destekler. Denizaşırı ülkelere taşımacılıkta kullanılabilecek ulaşım hizmetleri arasında maliyeti en düşük olan konteynır taşımacılığıdır. Bunun yanında tek seferde yük taşıma özelliğiyle diğer ulaşım hizmetlerinden daha fazla yük taşınabilir. Yani hem daha hızlı, güvenilir hem de daha ekonomiktir. Bu avantajlar ulaşım hizmetleri arasında denizyolu konteynır taşımacılığının daha fazla tercih edildiğini de gözler önüne sermektedir.
Türkiye 2018’de AB’ye 76 milyar 141 milyon € ihracat yaparken, AB’den 77 milyar 223 milyon €luk ithalat gerçekleştirdi. Türkiye’nin AB’ye tarım ve gıda ürünleri ihracatı ise sadece 4 milyar 332 milyon € oldu. AB,2018’de toplam 138 milyar € tarımsal ürün ithal etti (pay %3.1).
Son Yorumlar